Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması Teorisi ile Şirket Ortaklarının Şahsi Mal Varlığı Sorumluluğu

Hukukumuzda tüzel kişilerin (örn. Anonim, limited şirket) mal varlıkları ve borçları, ortaklarının mal varlıkları ve borçlarından ayrıdır. Kural olarak şirketin borcu nedeniyle ortakların şahsi mal varlığı ile sorumlu olması, yahut ortağın şahsi borcu nedeniyle şirketin sorumlu olması söz konusu olamaz. Ancak Yargıtay son yıllarda, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi ile bu katı kuraldan ayrılmaya başlamış, şartlarının varlığı halinde şirket borçları nedeniyle ortakların mal varlığına gidilebilmesine olanak tanımıştır. Söz konusu teori, organik bağ kavramı ile birlikte farklı tüzel kişilikler için de kullanılabilmektedir. Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinde sorumluluğuna gidilen ortağın hâkim ve yönetici ortak olup olmaması, kendi mal varlığıyla şirket malvarlığının özdeş hale gelip gelmediği, tüzel kişilik perdesinin kötü niyetli kullanılıp kullanılmadığı gibi hususların incelenecektir. Tüzel kişilik perdesinin aralanması ile şirket ortağının sorumluluğuna gidilmesi talepli bir davada emsal Yargıtay kararı şöyledir:

YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5148 Karar No: 2017/7084 Karar Tarihi: 11.12.2017; Dava, çeke dayalı alacak istemine dair olup, davacı tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak tüm davalıların çek bedelinden sorumlu tutulmasını istemiş, mahkemece, gerçek kişi davalı … dışındaki davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere TTK’daki sermaye şirketlerine dair hükümler gözetildiğinde kural olarak sermaye şirketi ortaklarının şirket borçlarından dolayı şirket alacaklılarına karşı bir sorumluluğu bulunmamakta ise de, pay sahibinin şirket tüzel kişiliği ile özdeşmesi, şirket ortağının mal varlığı ile şirket tüzel kişiliğinin malvarlığının birbirlerine karışması, art niyetli ve hesaplı davranışlarla sırf sorumluluktan sıyrılmak amacıyla tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılması, ortağın şirketteki hakimiyetini kötüye kullanarak alacaklılara karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyeti taşıması, borçların ödenmesi sırasında şirket ortağı tarafından ayrılık prensibinin ileri sürülmesinin TMK’nın 2. ve 3. maddelerine aykırı olması gibi hallerin söz konusu olduğu durumlarda şirket ortağı aleyhine de tüzel kişilik perdesi aralanarak şirket borcundan dolayı sorumluluğuna gidilebilecektir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin özdeş kılınarak sorumlu tutulması mümkün olabilecektir. Bu durumda, mahkemece yukarda yapılan açıklamalar ışığında davalı …’nın durumu değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davanın tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına dayandırıldığı, davalı …’nın ise bir gerçek kişi olduğu gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

© 2024 Kozanlıoğlu Hukuk.