Devre Tatil Sözleşmesinden Cayma, Sözleşmenin Feshi ve Bedel İadesi

Devre tatil sözleşmeleri, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında Kanunun 50. Maddesinde şöyle tanımlanmıştır; “Devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir.” . Yoğun satış ve pazarlama faaliyetleri ile tüketicilere, belki hiç kullanmayacakları 10, 20 yıllık devre tatil sözleşmelerinin satıldığını ve sonrasında, tüketici hiçbir kullanım yapmasa bile, aidat, gider v.b. nam altında belli miktarlarda paralar tahsil edilmeye çalışıldığını ve tüketicilere icra takipleri yapıldığını görmekteyiz. Tüketicinin, söz konusu takiplere itiraz etme ve sözleşmeyi feshetme hakkı mevcuttur.

Devre tatil sözleşmesinden cayma hakkı 6502 sayılı kanunda açıkça düzenlenmiştir ve cayma hakkına ilişkin hak düşürücü süre devir ve teslim olgusu ile başlayacaktır. Devir ve teslime kadar geçen sürede sözleşmenin askıda olduğu belirtilmiştir. Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 4077 sayılı kanunun hükümlerinin tatbik edileceğine kanaat getirilirse de;  devre tatil sözleşmesini imzalayan tüketicinin cayma hakkı yönünden kapıdan satışla ilgili mevzuat hükümlerinden faydalanması gerekeceği kabul edilecek ve kapıdan satış sözleşmelerinde cayma süresi; sözleşmenin mal alımına ilişkin olması durumunda malın teslimi tarihinde, hizmet alımına ilişkin olması halinde ise sözleşmenin imzalandığı tarihte başlayacağından cayma hakkı süresinin başlayamayacağı kabul edilecektir.

T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2018/ 13-544 Karar: 2018 / 1421 Karar Tarihi: 04.10.2018; Devre tatil sözleşmeleri çoğunlukla yalnızca belli bir odanın ya da taşınmazın belli dönemlerde kullanılmasından ibaret değildir; tüketiciler aynı zamanda tesisten ve tesiste verilen hizmetlerden de istifade ederler. 4077 sayılı Kanun’a tabi uyuşmazlıklar yönünden devre tatil sözleşmelerinde tüketicinin cayma süresinin başladığının kabul edilebilmesi için tüketicinin sözleşmede kendisine tahsis edilen oda veya bölümü fiilen görmesi ve bu surette gerçek anlamda teslimin sağlandığının bu iddiayı ileri süren tarafından ispatlanması gerekir. Diğer bir anlatımla tecrübe ve muayene koşullu olan bu tip satışlarda cayma hakkının hizmetin ifasından sonra başlayacağı kabul edilmelidir.”

Ödenen sözleşme bedelinin iadesinde ise, denkleştirici adalet ilkesi uygulanmalıdır.

YARGITAY 3. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/6990 Karar No: 2020/5283 Karar Tarihi: 01.10.2020Davacı, davalı şirketten ‘hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi’ ile tatil amaçlı devre mülk adı altında gayrimenkul hissesi satın aldığını, sözleşmeye konu … İli, … İlçesi Yaylabağı köyü, 105 ada 128 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazda C blok 2. Kat 8 nolu stüdyo daire niteliğindeki bağımsız bölümün 1/36 hissesini 17/2/2012 tarihinde tapuda devraldığını, ancak devre tatili hiç kullanmadığından cayma hakkını kullandığını, keşide ettiği 28/09/2012 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, satışa konu taşınmaz hissesinin adına olan tapu kaydının davalıya devri karşılığında sözleşme gereği yapılan ödemelerin iadesi talebini davalıya bildirildiğini ileri sürerek belirterek, sözleşme bedeli olarak ödediği 7.500 TL’nin belirlenecek güncel değerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir….Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Mahkemece, satış bedeli olan 7500 TL’nin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca, dava tarihi itibarıyla ulaştığı değerin (tüfe, üfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret, memur maaş artış oranı, EURO ve dolar olarak dava tarihi itibarıyla ulaştığı değerlerin ortalaması) bilirkişiden taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak tespiti ve oluşacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, 2019/ocak verileri esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi usûl ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/7692 Karar No: 2019/2255 Karar Tarihi: 21.02.2019; Davacının C bölgesi 520 kapı nolu 5.dönem için 26.03.1991 tarihinde, H bölgesi 380 kapı nolu, 6.dönem için 26.03.1991 tarihinde imzaladığı devre tatil sözleşmesi ile sözleşme bedelinden, 24.000.000,00-TL.nin peşin ve bakiyesi 45.600.000,00-TL.nin 30 ayda ödeneceğinin kararlaştırıldığı Anlaşılmaktadır. Mahkemece, sözleşmenin feshi ile dava tarihinden sözleşme sonuna kadar bakiye süreye karşılık gelen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değer hesaplanırken tüfe, üfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret, memur maaş artış oranı, EURO ve dolar baz alınarak, tüfe ve üfe; cumhuriyet altını ve külçe altın; asgari ücret ve memur maaş artışı; EURO ve dolar kalemlerinin ayrı ayrı ortalaması alınıp 4 kalem bedel bulunduktan sonra 5. kalem olarak mevduat faizi de değerlendirmeye alınıp toplam bedelin 5’e bölünmesi sonucu ulaşılan değere karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, denkleştirici adalet ilkesi hesaplanırken bozmada bahsi geçen tüfe, üfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret, memur maaş artış oranı, EURO ve dolar olarak 9 kalem değerin ortalaması alınarak bulunan 11.01.2017 havale tarihli ilk bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

© 2024 Kozanlıoğlu Hukuk.