TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ DAVASI

Tapu kaydının düzeltilmesi davalarının temel nedenleri arasında yanlış bilgi, eksik veya hatalı kayıtlar, miras veya satış sonrası değişiklikler yer alabilir. Dava açmadan önce, tarafların bu hataların ne şekilde ortaya çıktığını belirlemesi önemlidir.Tapu kaydının nasıl düzeltileceği Türk Medenin Kanunun 1027. maddesinde düzenlenmiştir:

İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelik uyarınca re’sen düzeltir.

Bu hükümden tapu kaydındaki eksiklik ve yanlışlıkların idari başvuru ile düzeltilebileceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Ancak uygulamada çoğu zaman Tapu Sicil Tüzüğündeki düzenlemeler nedeniye Tapu Müdürlüğü tarafından mahkeme kararı olmaksızın düzeltme yapılmamaktadır. Bu halde de tapu kaydının düzeltilmesi için dava açılması gerekliliği doğmaktadır. Tapu kaydındaki yanlışlık çoğu kez malikin kimlik bilgilerinde hata yahut eksiklik olarak kendini göstermekte ve genellikle eski kayıtlarda ortaya çıkmaktadır. Tapu kaydındaki hatalar çoğu keZ nüfus kayıtlarındaki hata ve eksikliklerle beraber baş göstermektedir. Bu halde kişiler miras haklarını elde edememekte ve mirasçılar taşınmazın intikalini sağlayıp taşınmaz üzerinde tasarruf edememektedir. Hatta çoğu kez bu eksiklik ve hatalar nedeniyle mirasçılar, murislerinin taşınmazı olduğundan haberdar dahi olmayabilmektedir. Neticede tapu kaydının düzeltilmesi davasındaki dava süreci iyi planlanmalı, ön araştırmalar yeterli şekilde yapılmalı, gerekirse nüfus kayıtlarındaki düzeltmeler sağlanarak akabinde dava açılmalıdır. Gösterilecek deliller isabetli olmalıdır. Tapu kaydının düzeltilmesi davası ile nihayetinde taşınmazın mülkiyeti kazanılıp kaybedilmesi gündeme geleceğinden sürecin profesyonel bir hukuki yardım ile yönetilmesi hak kayıplarının önüne geçecektir.

Tapu Kaydının Düzeltimi Davalarında tapu müdürlüğüne başvuru şartının bulunup bulunmadığı;

Her ne kadar  Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesi “(1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;….(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur” şeklinde düzenlenmiş olsa da; Anayasa Mahkemesinin  2018/23929 başvuru numaralı ve 10.02.2021 tarihli kararı ile tüzük ile dava şartı getirilip uygulanamayacağı hüküm altına alınmış, işbu dava türünün temyiz merci olan Yargıtay 1. Hukuk Dairesi de Anayasa Mahkemesi kararını gözeterek, tapu kaydında düzeltim davalarında idareye başvuru şartının bulunmadığına kanaat getirmiştir. Dolayısıyla bu tarihten beri artık, tapu kaydında düzeltim davalarında idareye başvuru şartı aranmamaktadır. 

T.C YARGITAY 1.Hukuk Dairesi Esas: 2021/ 8016 Karar: 2021 / 6063 Karar Tarihi: 26.10.2021; “Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1. maddesinde dava şartlarının neler olduğu hüküm altına alınmış, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlemiştir. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi 2018/23929 başvuru numaralı ve 10.02.2021 tarihli kararında “…Mahkemece, tapu kaydındaki yanlışlığın düzeltilmesi istemli başvurunun reddine yönelik Müdürlük cevabına karşı itiraz hakkı kullanılmadan ve bu suretle Tüzük’te belirtilen yasal başvuru ve itiraz prosedürü tamamlanmadan doğrudan dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine hükmedilmiş; bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Mahkemenin dayanmış olduğu Tüzük hükümlerinde; tapu kütüğündeki yazım hatalarının düzeltilmesi için müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu olduğu hususuna yer verilmiş, ayrıca ret kararı üzerine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde genel müdürlüğe itiraz edilebileceği ifade edilmiştir. Yukarıda yer alan ilkelerde temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği belirtilmesine karşın somut olayda kanuna dayanmayan ve Tüzük hükümleriyle getirilen dava şartı uyarınca başvurucuların dava açma haklarına müdahalede bulunulduğu ve bu suretle söz konusu hakkın sınırlandırıldığı görülmektedir. Buna göre somut olayda ilk derece mahkemesinin Tüzük’te belirtilen yasal başvuru ve itiraz prosedürü tamamlanmadan dava açıldığı gerekçesiyle davayı usulden reddetmesinin kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 04.03.2021 tarihli 2017/1-3165 E. ve 2021/211 K., 2017/1-1230E. ve 2021/210K. sayılı ilamlarında aynı doğrultudaki gerekçelerle Tapu Sicil Tüzüğünün 75/4. maddesindeki tapu müdürlüğüne başvuru zorunluluğu ve buna bağlı olarak idari itiraz sürecinin tamamlanmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesinin mümkün olmadığını hüküm altına almıştır.Somut olayda, Dairenin bozma kararının maddi yanılgıya dayalı olduğu, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında da belirtildiği üzere tüzük ile dava şartı getirilmesinin mümkün olmadığı hususu dikkate alınarak işin esası hakkında bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.

Tapu kaydının düzeltilmesi davasında zorunlu olarak ilgili tapu müdürlüğü davalı (hasım) olarak gösterilir. Tapu kaydının düzeltilmesi davasında taşımazın bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesi görevli ve yetkilidir.

© 2024 Kozanlıoğlu Hukuk.